28 Temmuz 2024 Pazar

İskitler: Avrasya Bozkırlarının Hâkimleri

İskitler: Avrasya Bozkırlarının Hâkimleri

Bu yazımızda, İslamiyet öncesi Türk tarihindeki devletlerden biri olan İskitler hakkında derlediğimiz bilgileri aktarıyoruz. İskitler, tarih boyunca birçok medeniyetle etkileşimde bulunmuş ve geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş önemli bir bozkır kavmidir. Şimdi, bu kadim toplumun kökenlerinden, kültürlerine ve etkilerine kadar birçok yönünü inceleyeceğiz.

İskitler, M.Ö. 8. ve 7. yüzyıllarda Orta Asya'dan Güney Rusya'ya göç eden bir göçebe kavimdi. M.Ö. 6. yüzyılda Tuna ve Volga nehirleri arasında bir krallık kurdular. Persler onlara Saka, Yunanlılar ise İskit adını vermişlerdir. Orta Asya'da ilk atlı göçebe Türk topluluğu olarak bilinmektedir. 


En önemli hükümdarları Alp Er Tunga’dır. Ayrıca Şu destanları meşhurdur. Saka Hanı Tomris Hatun, bir “kadın hükümdar” olarak Türk ve dünya tarihinde son derece önemli bir yere sahiptir. Nitekim o “dünyanın ilk kadın hükümdarı” olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, ordularında "amazon" adı verilen kadın askerler bulundurmuşlardır. 

İskitlerin M.Ö. 9. yüzyılda Altay Dağları'nın doğusunda yaşadıkları tahmin edilmektedir. Çin imparatoru, ülkesinin batı sınırlarında yaşayan ve sürekli Çin'e akın yapan Hunlar üzerine sefer düzenleyip, onları bozguna uğrattı. Hunlar da Amuderya Nehri'nin kuzey kısmında oturan Massagetler üzerine saldırıp, onları oradan uzaklaştırdılar. Bunun üzerine Massagetler, komşuları İskitlere saldırdılar. Bu saldırılar ve Orta Asya'da başlayan kuraklık nedeniyle İskitler batıya göç edip, İran'ın kuzeydoğu sınırına kadar geldiler. Kimmerler üzerine sefer düzenleyip, onları Lidya'ya çekilmek zorunda bıraktılar. Böylece, başkent Sakız olmak üzere Bartatua ve oğlu Medyes'in yönetiminde Urartu ve Kızılırmak havzasını içine alan bölgede bir krallık kurdular. Daha sonra Suriye ve Filistin'i ele geçirerek Mısır'a kadar ilerlediler.


a)    İskitlerin Yükselişi ve Çöküşü

İskitler'in en önemli savaşları Perslerle olmuştur. İran'da yönetimi ele geçiren Medlerin İskitler üzerine yürümesi sonucunda, kuzeye çekilmek zorunda kalan İskitler, soydaşları Daklar ile anlaşarak üç yüz yıl kadar sonra Parthlar adıyla yeniden ortaya çıktılar. Bir kısım İskit grubu da Hindistan'a inerek orada bir krallık kurdu. Kuban ve Kırım yarımadasında yerleşip Krallık İskitleri adını alan grup, kısa zamanda ekonomik olarak güçlenerek bölgeye hâkim oldu. İmparator Augustus zamanında Romalılarla dostça ilişkiler kuran İskitler, M.Ö. 513'te İran hükümdarı Darius'un saldırılarını önledikleri gibi, bütün Karadeniz kıyılarını da ele geçirdiler. M.S. 2. yüzyıla kadar siyasi varlıklarını sürdüren İskitler, bu yüzyılda Sarmatların bölgeye hakim olmaları ile tarih sahnesinden çekildiler.

b)    İskit Toplumu ve Yaşam Tarzı

Göçebe hayatı yaşayan ve krallıkla idare edilen İskitler, ülkelerini her bölgenin başında bir valinin bulunduğu dört büyük yönetim bölgesine ayırmışlardı. Güçlü orduları vardı. Boylar halinde yaşayan halk genellikle avcılık ve balıkçılıkla geçinirdi. Yerleşik hayata geçenler de mevcut olup, çiftçilik yaparlardı. Bu yerleşik insanlar göçebelere göre daha medeni kabul edilirdi. Orta Asya halkları ve Yunanlılarla ticaret yaparlardı. Göçebeler, üstü keçe örtülü, iç kısmı oda gibi bölümlere ayrılmış, iki-üç çift öküzün çektiği tekerlekli arabalarda yaşıyorlardı.  Ön Asya'da atı evcilleştiren ilk topluluk olan İskitler, pantolon, kemer ve kemer tokasını dünyaya tanıtmışlardır. At eti yer, kısrak sütü içer ve domuz etinden nefret ederlerdi. Sivri uçlu keçe şapka ve dar şalvar (potur) giyerlerdi. Ok atmada, ata binmede ve avcılıkta ustaydılar. Savaşlarda sahte geri çekilme taktiğini de kullanırlardı. Kılıç, ok, kargı ve savaş baltası kullanırlardı. Kadınları da erkekleri gibi savaşçıydı. Son olarak, İskitlerin özellikle altın ve gümüş işçiliğinde usta olmaları, onlara "Bozkırın Kuyumcuları" unvanını kazandırmıştır.

c)     Din ve Defin Uygulamaları

İskitler dine fazla düşkün değillerdi ve tapınakları yoktu. En büyük tanrıçaları Tabiti-Hestia idi. Kadın gibi giyinip ince konuşan ve Enari adını verdikleri büyücü rahipleri vardı. Ölüleri mumyalayıp sonbahar ve ilkbaharda gömerlerdi. Ölünün yanında ayrılan bir yere karılarından biri, uşakları (özellikle aşçı ve seyisi) ile atları öldürülerek gömülürdü. Ölüye en şık elbiseleri giydirilip, bütün mücevherleri takılırdı. Altay Dağlarından Doğu Avrupa'ya kadar olan bölgede İskitlere ait pek çok mezar bulunmuştur.

d)    İskit Sanatı

İskitlerle ilgili sanat eserlerinin birçoğu büyü amacı taşıyan bazı geometrik şekillerle süslenmiştir. Bunun yanında hayvan motifleri de ağırlık taşımaktadır. Sanat eserleri arasında özellikle altından yapılmış erkek geyik heykelcikleri dikkat çekmektedir. İskitlerin "Alp Er Tunga Destanı" ile İranlı şair Firdevsi'nin Gazneli Mahmut'a sunduğu "Şehname" adlı eser İskit-Pers savaşını konu alır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder