Asya Hun Devleti: Kavimlerin Avrupa'ya Göçü
Orta Asya’da kurulan ilk Türk devleti (ilk teşkilatlı) olan Hunlar hakkındaki ilk bilgilere Çin kaynaklarında rastlıyoruz. Asya Hun Devleti, Orta Asya'da M.Ö. 3. yüzyılın sonlarından M.S. 6. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürmüş, merkezi Ötüken olan önemli bir Türk devletidir. Merkezi Ötüken olan devletin kurucusu Teoman’dır (Tuman). Hunlar, Orta Asya'nın geniş bozkırlarında yaşayan göçebe bir topluluktur ve bu topluluk M.Ö. 209 yılında Mete Han liderliğinde birleşerek Asya Hun Devleti'ni kurmuştur. Asya Hun Devleti'nin en parlak dönemi, M.Ö. 4. yüzyılın sonlarından M.S. 2. yüzyılın başlarına kadar olan dönemdir. Bu dönemde Hunlar, Çin'in Han Hanedanı'na karşı bir dizi başarılı sefer düzenlemiş. Özellikle Teoman Çin üzerine akınlar yapmış, Çin imparatoru Qin Shi-Huang bu akınlara karşı ünlü Çin Seddi’ni yaptırmıştır. Mete Han Çin’i topraklarına bağlamak yerine, Çin'i vergiye bağlamıştır. Çünkü Mete Han vatandaşlarının asimile olmasını istemiyordu.
Asya Hun Devleti'nin ekonomisi genellikle hayvancılığa
dayalıydı. Hunlar, at yetiştiriciliği ve sığır yetiştiriciliği ile
uğraşıyorlardı ve bu hayvanların eti, sütü ve derisi ticarette önemli bir yer
tutuyordu. Ayrıca, Hunlar, tarım ürünleri ve el sanatları ürünleri de
üretiyorlardı. Özellikle de askeri alanda bugün hala kullanılan “Onluk Sistem”
oluşturulmuştur, ayrıca Mete Han “Islıklı Ok’u” bulmuştur. Mete Han’ın tahta
çıkış tarihi olan M.Ö 209 yılı Kara Kuvvetleri Komutanlığının kuruluş tarihi
olarak kabul edilmektedir.
Asya Hun Devleti'nin yönetim yapısı genellikle despotik bir monarşi şeklindeydi. Hun hükümdarı, mutlak bir otoriteye sahipti ve devletin tüm işlerini kontrol ediyordu. Ancak, Hunlar farklı etnik gruplardan oluştuğu için, devletin yönetiminde farklı etnik grupların temsil edilmesine de özen gösterilmiştir. Asya Hun Devleti'nin dini yapısı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Hunlar genellikle şamanist inançlara sahiptiler ve doğaüstü güçlere inanıyorlardı. Ayrıca, Budizm ve Maniheizm gibi dinler de Hunlar arasında yaygındı. Asya Hun Devleti'nin çöküşü, M.S. 6. yüzyılın ortalarında başlamıştır. Bu dönemde, Hunlar, İran'ın Sasani İmparatorluğu'na ve Bizans İmparatorluğu'na karşı savaşmışlardır ve bu savaşlar devletin zayıflamasına neden olmuştur. Ayrıca, Hunlar arasında çıkan iç çatışmalar da devletin çöküşünde etkili olmuştur. Son olarak Kuzey Hunlar'ı Balamir öncülüğünde Kavimler Göçünü başlatmıştır. Sonuç olarak, Asya Hun Devleti, Orta Asya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Hunlar, geniş topraklara yayılan güçlü bir devlet kurmuşlardır ve bu devlet, Orta Asya'nın tarihine önemli bir iz bırakmıştır. Bugün bile, Asya Hun Devleti'nin kültürel mirası Orta Asya'da yaşayan Türk toplulukları üzerinde etkisini sürdürmektedir.
Kavimler
Göçü
Büyük Hun Devleti'nin dağılmasından sonra Balamir
liderliğindeki Hunların Karadeniz'in kuzeyine doğru gelmeleri bu bölgede yeni
bir göç hareketi başlatmıştır. Batıya doğru gelişen bu göçler sonucunda
Vizigotlar, Ostrogotlar, Vandallar gibi Germen toplulukları da Avrupa'nın içlerine
doğru göç etmişlerdir. Dünya tarihinin bu en büyük kitlesel göç hareketine "Kavimler Göçü" adı verilmektedir.
Özellikle Roma İmparatorluğu'nun
çöküşüyle birlikte, Avrupa'nın kuzeyinden gelen kavimlerin akınına uğramış ve
bu durum Avrupa tarihini derinden etkilemiştir. Kavimler göçü sırasında, sadece
savaşçılar değil, aynı zamanda kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da göçe
katılmıştır. Bu durum, toplumların tamamen yer değiştirmesine ve yeni yerleşim
bölgeleri oluşturmasına neden olmuştur. Ayrıca, farklı kültürlerin bir arada
yaşaması sonucunda, yeni toplumsal yapılar oluşmuş ve birçok medeniyetin
kültürel yapısı değişmiştir.
Sonuç olarak, kavimler göçü insanlık tarihindeki en
önemli dönemlerden biridir ve birçok medeniyetin gelişimine etki etmiştir.
· Roma İmparatorluğu 395'te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmıştır (Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkılmıştır.).
· İlk Çağ sona ermiş, Orta Çağ başlamıştır.
· Avrupa'da krallık rejimi zayıflamış, feodalite (derebeylik) ortaya çıkmıştır.
· Kilisenin etkisiyle Avrupa'da skolastik düşünce egemen olmuştur.
· Avrupa'nın siyasi, ekonomik ve sosyal yapısı değişmiştir.
· Avrupa'nın etnik yapısı değişmiş ve yeni devletlerin temelleri atılmıştır.
· Avrupa'da bir Hun devleti kurulmuştur (Avrupa Hun Devleti).
Diğer bir yandan Avrupa Hun Devleti, Avrupa'da kurulan ilk Türk devletidir. Avrupa'nın Orta Çağ tarihinde önemli bir rol oynamış bir devlettir. Hunlar, Orta Asya'dan gelerek Avrupa'ya kadar geniş bir coğrafyada egemenlik kurmuşlardır. Doğu ve Orta Avrupa'da Balamir Kağan tarafından kurulmuştur. Balamir'den sonra Hunların başına Uldız geçmiştir. Tuna'yı geçerek Bizans'ı tehdit eden Uldız, Bizans'ın Trakya valisine "Ben güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar her tarafı fethederim." demiştir. Avrupa Hun Devleti'nin tarihi, M.Ö. 370'li yıllarda başlamıştır ve M.S. 469 yılında son bulmuştur. Avrupa Hun Devleti'nin kurucusu ve en önemli lideri Attila'dır. Attila, Hun halkını bir araya getirerek güçlü bir ordu oluşturmuş ve Avrupa'nın birçok bölgesini fethetmiştir. Attila'nın liderliği altında Avrupa Hun Devleti, Balkanlar, İtalya, Galya ve hatta Roma İmparatorluğu'na kadar genişlemiştir.
Avrupa Hun Devleti'nin ekonomisi genellikle
yağmacılığa dayalıydı. Hun ordusu, fethettikleri bölgelerden vergi toplamak ve
yağma yapmak suretiyle gelir elde etmiştir. Ayrıca, Avrupa Hun Devleti'nin
ticaret yolları üzerinde kontrolü vardı ve bu da ekonomilerine katkı
sağlamıştır. Devletin yönetiminde, Attila'nın ailesi ve yakın çevresi büyük bir
etkiye sahipti. Attila'nın ölümünden sonra devletin yönetiminde çeşitli iç
mücadeleler yaşanmış ve bu da devletin zayıflamasına neden olmuştur. Sonuç
olarak, Avrupa Hun Devleti, M.S. 5. yüzyılın sonlarına doğru çeşitli iç ve dış
baskılarla karşılaşmış ve zayıflamıştır. Attila'nın ölümü sonrası devlet
zayıflamaya başlamış, 469 yılında da yıkılmıştır.
Almanların Nibelungen
Destanı'nda "Etzel"
adıyla anılan ve aynı zamanda "Cesur
Kavimlerin Efendisi" olarak da adlandırılan Türk hükümdarı Attila'dır.
Avrupa Hun Devleti'nin kültürü genellikle savaşçılık
ve göçebe yaşam tarzına dayanmaktaydı. Hunlar, at üstünde savaşma
yetenekleriyle ünlüydüler ve bu yetenekleriyle birçok zafer elde etmişlerdir.
Ayrıca, Hunlar'ın göçebe yaşam tarzı, onların toplumsal yapılarını da
etkilemiştir. Aile reisi olan "hakan"ın otoritesi oldukça önemliydi
ve toplumda büyük saygı görüyordu. Avrupa Hun Devleti'nin dini yapısı
genellikle şamanizme dayanmaktaydı. Hunlar, doğaya ve ruhlara taparlardı ve bu
inançları hayatlarının her alanında etkili olmuştur. Ayrıca, farklı inançlara
da hoşgörülü bir yaklaşımları vardı ve farklı dinlere mensup olanları kendi
topraklarında barındırıyorlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder